Ben Bu İnternet Sitesine Neden Karşı Çıktım?

Bu gönderiyi okumak için gereken tahmini süre 3 dakikadır.

Şu an bu yazıyı okuduğunuz internet sitesi uzun sayılabilecek bir süreç içinde yapılan tartışmalar, fikir alışverişleri sonucunda ortaya çıktı ve evet, ben bu internet sitesi kurulurken yapılan tartışmalarda arkadaşlarımın fikirlerine muhalif bir tutum sergileyerek çeşitli içeriklerde yazılara yer verecek bir internet sitesinin (ve çeşitli zamanlarda öne sürülen bir fikir olarak benzer bir derginin) kurulmasına karşı çıktım. Karşı çıkmakla da kalmadım ve genelde sergilediğim tutumun aksine fikrimi hararetli bir şekilde savundum.

Elbette böyle davranmamın farklı nedenleri vardı. İlk neden ise şu an bu yazıyı yazıyor olduğum gibi oraya şu kelime mi gelse bu cümle olur mu gibi beyin yorucu bir aktiviteden kaçınmak istememdi. Çünkü yorucu bir iş bu ve her ne kadar benim işimin büyük bir kısmını yazmak eylemi oluştursa da hazzetmediğim bir durum. Sırt ağrısı da cabası. Bu kısım tamamen benim şahsımla ve üşengeçlik mi dersiniz tembellik mi dersiniz bilemem ama öyle bir özelliğimle ilgili. Fakat bu işin yorucu olma kısmını benim için daha da dayanılmaz hale getiren durum tam olarak bu siteye girip yazılar okumasını istediğimiz (ve bana göre pek de okumayacak) insanlarla ilgili.

Hah, işte şimdi sıra bazı siyasetçilerden öğrendiğim suçu başkasına atma kısmına geldi.

Evet bir internet sitesine ve dergiye karşı çıkmamın büyük sebeplerinden birisi artık okumaktan hazzetmeyen insanlar (suçu başkasına atacaktım ama ben de sizdenim!). Muhtemelen sizler de fark etmişsinizdir ama insanlar artık gündeme dair şeyleri veya ciddi konuları ellerine birer dergi, gazete alıp veya bir bilgisayar, telefon ekranından okumayı tercih etmiyor. Bu durumun en önemli sebeplerinden biri insanlığın odak süresinin 10 saniyeye[1] düşmüş olması. Uzun yazıları geçtim, uzun videoları bile izleyemez hale geldik ki kullandığımız sosyal medya mecraları da bunun farkında olacak ki gittikçe süre ve kelime kısıtlaması koydukları işlevleri ön plana çıkartmaya başladılar. Bizler (sabah uyanabilmek için tweet okuyan ve gece yatmadan önce shorts izleyen ben ve benim gibiler) de bu rahatlığa kolaylıkla ayak uydurduk. Haliyle şu an ilgi çekici olmayan ve ciddi şeylerden bahseden yazılar okumak beynimiz için bir zulüm ve çoğu zaman bunu tercih etmiyoruz.

Odaklanma süresinin kısalmasından başka bir neden de mesleği okumak ve yazmak üzerine kurulu olan insanların işleri dışında bir şeyler okumayı istemiyor oluşu ki muhtemelen bu kesim şu an bu ve buna benzer bir sitenin en potansiyel okuyucu kitlesi. Ancak dediğim gibi mesai saatleri içinde beyinlerini yoran o kadar çok şey okuyor ki bu kesim, bunların dışında edinebilecekleri bilgiyi en kısa yoldan elde etmeyi hedefliyor. Nitekim okumayı çok sevdiğini bildiğim insanlar dahi gündemi videolar, podcastler üzerinden takip etmeyi ve başkalarının görüşlerini bu şekilde öğrenmeyi tercih ediyor. Bu da bazen yoğun çabalarla ortaya konan yazıların internette birkaç kilobayt kaplamaktan başka bir işleve sahip olmamasına yol açıyor.

Oysa başta da belirttiğim gibi yazmak eylemi başı başına yorucu bir iş. Bununla bitse iyi ama bir de internet sitesinin açılması, bir derginin baskıya hazır hale getirilebilmesi gibi daha meşakkatli işler de var. Bu nedenle de verilen emekler çoğu zaman karşılığını almıyor ve çekilen yorgunluklar da tatlı bir yorgunluk olarak akıllarda kalmıyor. Bunların sonucu olarak da şu an bu yazıyı okuma zahmetine girdiğiniz bu internet sitesinin kurulmasına karşı çıktım.

[Ne kadar da kararlı biriyim ama değil mi? Bu kadar muhalefet sonrası buraya yazı da yazdım (editörüm buraya ne yapayım şeklinde ellerini havaya kaldıran adam emojisi koyar mısın?[2])]

Yazdım ve bir süre sonra da bu sitenin varlığına destek verdim çünkü birincisi arkadaşlarım herkesin benim gibi okumayan/okuyamayan kişiler olmadığına, ikinci ise okumanın hala bir bilgiyi edinme yolunda en korunaklı yol olduğuna ikna ettiler. Gerçekten de düşününce ciddi içerikli yazılar (kesinlikle bu okuduğunuz değil) üstünde düşünülerek söylenmiş cümlelerden oluşuyor ve gündemdeki bir olayı canlı yayında tahlil etmekten veya iki kişinin bağıra çağıra tartışmasından[3] daha dolu, yoğun içeriğe sahip olabiliyorlar. Çünkü, bir yazı, odaklanabileceğiniz tek bir konu sunuyor. Elbette benimki gibi nispeten az ciddi ve oradan oraya savrulan yazılar da olacaktır her zaman, ama unutmayın ki böyle bir yazıyı okumanın bile odaklanma sürenizi arttırmak, sıkıntı veren düşüncülerden beyninizi kurtarmak gibi birçok katkısı var.[4]

Sonuç olarak, benim karşı çıkmalarım işe yaramadı ve güzide arkadaşlarım, “kimse okumasa bile bir şeyler üretiyor olmanın şerefine erişiriz” diyerek bu siteyi açtılar. Hayırlı olsun efenim.

[1] YouTube Shorts izlerken uzun süren videoları geçtiğini belirten çevrem, Kocatepe, Ankara, 2023.

[2] Koymam. (ed.n.)

[3] Bu videoları da ilgiyle izlediğimi ve bu videoların da bize lazım olduğunu söylemeden geçemeyeceğim. Fakat kabul edelim ki yazı > söz.

[4] Psikolog arkadaşlarımdan aldığım bir bilgi.

Paylaş

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir