Bu gönderiyi okumak için gereken tahmini süre 2 dakikadır.
Instagram’a erişim engeli getirildi ve bu engelin esas nedeni hakkında da birçok teori ortaya çıktı. Bu teorilerden biri, Instagram başta olmak üzere Meta’ya bağlı sosyal medya platformlarının Filistin’e destek içeren içerikleri kaldırması veya kullanıcılarına daha az göstermesi üzerineydi. Bu teori erişim engeli noktasında doğru mudur bilemesem de birçok kullanıcı Filistin’e destek içeren içeriklerinin kaldırıldığını defalarca dile getirmişti. Nitekim geçmişte YouTube’un 1915 yalanlarına dair içerikleri kaldırdığına da bizzat şahit oldum. Geçmişte Donald Trump’ın Twitter hesabının banlandığını ve dolaylı olarak seçime etki edildiği iddialarını da biliyoruz. Böylece erişim engeli hukuki midir değil midir sorusundan çok[1] sosyal medya platformlarının içerikleri kaldırma veya görüntülenmelerini engellemesi hadisesi üzerine düşündüm.
Meseleye öncelikle platform yönünden bakalım. İnsanların paylaşım yapmasını sağlayan bir siteniz var ve elbette bazı kurallarınız olacak. Bu kurallar, hizmet verdiğiniz ülkenin kurallarını da kapsamalı tabii. Ama bu kurallara ek olarak diyebilirsiniz ki “ben kendi internet sitemde kedi videoları paylaşılmasını yasaklıyorum”. Bunu dediğinizde kimse de size, “buna hakkın yok” diyemez. Eğer devlet, vatandaşlarının kedi videoları paylaşmasını yasaklasaydı ifade özgürlüğü ihlal ediliyor diyebilirdik. Ama sadece araba videoları ve fotoğrafları paylaşılacak bir site açabileceğiniz gibi bazı türden içerikleri de sitenizde istemeyebilirsiniz.
Şimdi bir de kullanıcılar tarafından bakalım. Bir fikriniz var. Mesela, kedilerin çok sevimli olduğunu, mutluluğa sebep olduğunu düşünüyorsunuz ve bu nedenle de kedilerin ne kadar sevimli olduğunu göstermeyi ve kedi videoları paylaşmayı istiyorsunuz. Günümüzde bu fikrinizi paylaşmak için en elverişli araç da en çok kullanılan sosyal medya platformlarından biri olacaktır. Fakat o da ne? İçerikleri paylaşacağınız site, kedi videoları paylaşılmasını yasaklamış! Peki şimdi kedilerin sevimliliğini duyurmak için elinizde kaç etkili seçenek kaldı? Diğer popüler platformalar da benzer kararlar aldıysa neredeyse hiç.[2] Peki bu kararı kime şikayet edip hakkınızı arayabilirsiniz? Yine hiç.
Bence bu durumun Kızılay veya Taksim Meydanı’nda eylem yapma hakkınızın elinizden alınmasından bir farkı yok. Bu görüşüme karşı çıkanlar ilgili sosyal medya sitelerinin istedikleri içerikleri yayınlatıp istediğini yayınlatmayacağı hususunda bir özgürlüğü olduğunu belirtebilirler. Bir noktaya kadar haklıdırlar da. Yani, özel bir TV kanalını benim görüşlerime yer vermediği için şikayet edemem. Fakat, bu türden sitelerin artık neredeyse birer tekel haline geldiğini, bir TV kanalından farklı olarak herkesin paylaşım yapmasına izin verdiğini ve üye olurken bahsi geçen engellemelerin olmadığını da düşünmemiz lazım.
Bu nedenle bence Twitter ve Instagram gibi bir sosyal medya platformu ancak hizmet verdiği ülkenin kurallarına göre veya kendince makul gördüğü sebepleri herkesle paylaşarak içerikleri kaldırabilmelidir. Yani, “platformumuzda Filistin ile ilgili paylaşımlar kaldırılacaktır çünkü biz soykırım destekçisiyiz” şeklinde bir açıklama yapmaksızın içerik kaldırma imkanı olmamalıdır. Böyle bir açıklama olmadan veya örnekteki gibi makul olmayan bir sebeple içerik kaldırma yoluna gittiği tespit edildiğinde ise yaptırıma uğrayabilmelidir.[3] Çünkü günümüzde meydanların yerini bu sosyal medya platformları almıştır ve içerik kaldırmanın, sağlam gerekçeleri olmadan meydanların kapatılmasından bir farkı yoktur.
[1] İtiraf: bu hususu, konu özelinde daha çok mesai harcayan meslektaşlarıma bırakmak kolayıma geldi.
[2] Geleneksel yollarla fazla sayıda kişiye ulaşmanın pek de mümkün olmadığının farkındayızdır.
[3] Bildiğim kadarıyla devletimizin bu minvalde bir yasal düzenlemesi yok. Bu nedenle şu an böyle bir gerekçeyle yaptırım uygulanamaz.